Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Tolga AYSAL, Trakya bölgesinde yaşanan ‘Dantel Böceği’ salgını ile ilgili TRT Haber kanalına konuk oldu.

Programda açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Tolga AYSAL, “Son zamanlarda ulusal ve yerel basında, özellikle Trakya Bölgesi’nde zararına yönelik şikayetlerin bildirildiği, bilimsel ismi Corythucha arcuata olan böcek türü için dantel sineği, güvercin biti vb. isimlendirmeler yapılıyor. Öncelikle bu isimlerin yanlış olduğunu belirtmek isterim. Bu tür Corythucha C.arcuata Tingidae familyasının bir üyesidir. Bu familyada 2000’nin üzerinde farklı tür bulunduğu bildirilmiştir. Tingidae familyasına, bu konu üzerinde uzman duayen hocalarımız Türkçe Armut Kaplanları veya Ağ Kanatlı Tahta Kuruları ismini vermişlerdir. Bu isimlendirmeye bağlı olarak da ülkemizde yaygın ve bol bulunan türleri, bulundukları bitkiyi göz önüne alarak Armut Kaplanı, Badem Kaplanı, Kavak Kaplanı, Ayçiçeği Kaplanı şeklinde isimlendirmişlerdir. Bu nedenle Türkçe literatürde bütünlüğü sağlamak amacıyla bahse konu olan bu böceğe Meşe Kaplanı demenin daha uygun olacağını düşünüyorum” dedi.

AYSAL, meşe kaplanının bitkiler ve insanlar üzerindeki etkilerinden şöyle bahsetti: “Meşe Kaplanı istilacı böcek türleri içerisinde yer alıyor. Beslendiği asıl bitki meşedir. Meşe dışında akçaağaç, kestane, elma, armut, gül, ahududu, karaağaç gibi bitkilerin de konukçusu olduğu bildirilmiştir. Bitki yapraklarında bitki öz suyunu emerek beslenir. Böylelikle yaprakların önce sararmasına sonra kahverengileşerek kurumasına sebep olur. Bu tür üzerine yapılan çalışmalarda insan ve hayvanlarda zarar yaptığına dair bir bilgi yoktur. Bu türün akrabası Çınar kaplanı (Corythucha ciliata) için evleri istila ettiği, insanların üzerine geldiğinde derilerinde kızarıklığa, şişkinliğe sebep olduğu bildiriliyor. Bu tür için de aynı şikayetler bölgemizdeki halk tarafından dile getiriliyor. Bu durum Meşe kaplanının da benzer soruna yol açabileceğini gösteriyor. Ancak asıl zararı bitkiler üzerinde olup insanlara zararsızdır.”

Bu zararlının mücadelesine yönelik açıklamalar yapan AYSAL, “Böceklerle mücadele konusunda genellikle ilk akla gelen kimyasal mücadele çalışmaları. Ancak ben burada şunu belirtmek isterim; bu böcek bulunduğu habitat dolayısıyla yani ormanlık alanlardaki meşelerde bulunduğundan dolayı, bu zararlıya başarılı kimyasal mücadele yöntemlerini uygulamak çok zor olur. Ayrıca kimyasal mücadele uygulaması yapıldığında, bölgede sadece bu zararlıyı değil orada bulunan diğer canlı ve faydalıları da öldürmüş olursunuz. Bu da bölgeye yarardan çok zarara sebep olabilir. Bu tarz böcekler için en iyi mücadele yöntemi zaten doğada var olan doğal düşman dediğimiz canlıların kullanılmasıdır. Literatürde Meşe Kaplanı için tespit edilmiş birçok avcı ve parazitoit tür bildirilmiştir. Biz de ilimizde bu türlerin bazılarını tespit ettik. O yüzden öncelikle bu doğal düşmanların varlıklarının korunması, çoğalmalarının desteklenmesine yönelik işlemlerin yapılması, mümkünse çoğaltılıp salınmaları ile doğal dengenin sağlanmaya çalışılması daha uygun ve güzel olacaktır” dedi.

Zararlının bu yıl yüksek popülasyonlara ulaşmasının nedeni ile ilgili olarak da “Meşe Kaplanın son yıllarda bölgemizde yoğun popülasyonlara ulaşmasının birçok nedeni olabilir, bu nedenleri belirlemek için çalışmaların yapılması gereklidir. Ancak öncelikli olarak bölgemiz için yaygın bulunan meşe bu türün esas konukçusudur. Bu bitkinin yaygın oluşu da zararlı için uygun ve yeterli besin bulmasına olanak sağlamıştır. Geçen kış hava sıcaklıklarının çok düşük olması ve bu zararlının kışladığı bölgelerde az kayıp vermesine sebep olmuştur. Ayrıca sıcaklıkların belli dereceye kadar yükselmesi böceklerin genelde üreme gücünü arttırır. Bu yıl bölgemizde bahar ve yaz sezonunda yüksek sıcaklıklara ulaşıldı. Tüm bu sebeplerin bir araya gelmesi Meşe Kaplanının popülasyonunun yükselmesinde etkili olmuştur diye düşünüyorum.” şeklinde açıklamalarda bulundu.