NKÜTV’nin Canlı Yayın Konuğu NKÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN, ‘Rinoplasti’ Hakkında Bilgiler Verdi
23-11-2021



Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN, Üniversitemiz YouTube Kanalı NKÜTV’de canlı olarak yayınlanan ‘NKÜ GÜNDEM’ programına konuk oldu ve Rinoplasti (Burun Estetiği) hakkında bilgiler paylaştı.

Yapımcılığını Üniversitemiz Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Selçuk ETİ’nin yaptığı; yönetmen ve sunuculuğunu ise üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Gör. Dr. Yıldırım Onur ERDİREN’in üstlendiği ‘NKÜ GÜNDEM’ programının bu haftaki konuğu olan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN, son zamanlarda herkesin çok ilgi gösterdiği ve halk arasında burun estetiği olarak bilinen Rinoplasti’nin ne olduğundan, öneminden ve sağlıksal boyutundan bahsetti.

Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN konuşmasına, Rinoplasti’nin sadece estetik amaçlı yapılan bir operasyon olmadığından, aynı zamanda fonksiyon amaçlı da yapılan bir operasyon olduğundan bahsederek başladı.

Rinoplasti operasyonlarının son zamanlarda neden bu kadar popülerleştiği sorusunu yanıtlayan GÜLTEKİN, sosyal medyanın bu konudaki önemini vurguladı ve burun kıkırdak gelişiminin tam olarak gelişimini tamamlayamaması sebebiyle 18 yaş ve altındaki bireylere Rinoplasti operasyonlarının zorunlu kalınmadıkça yapılmadığını belirtti.

Sorulardan bir diğeri olan “Açık ve Kapalı Rinoplasti nedir?” sorusuna açıklık getiren Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN, “Kapalı Rinoplasti tekniği, burnun cildinde herhangi bir kesi olmadan sadece burun delikleri içerisinden girilerek yapılan operasyonlardır. Ancak tıptaki Avrupa kökenli değişiklikler sonucunda Açık Rinoplasti tekniği meydana çıktı. Açık teknik, burun ucundan cilt kesesi kaldırılarak yapılan bir tekniktir ve bu teknik, doktorlar için büyük bir kolaylık sağladı, çünkü açık teknikte cildi tamamen kaldırıp burun dokularına daha kolay müdahale edilebilmektedir. Bu sebeple de bu alan ile ilgilenen doktor sayıları da arttı. Açık Rinoplasti tekniğin dezavantajlarından bahsetmek gerekirse de burun dokuları açık teknik operasyonda daha çok zarar görmesi sebebiyle ameliyat sonrası iyileşme daha uzun sürmektedir. Özetlemek gerekirse bazı burunlar için Açık Rinoplasti daha uygunken bazı burunlarda da Kapalı Rinoplasti operasyonları daha uygun olmaktadır. Operasyon yapılacak burnun fonksiyonu ve şekline göre yapılacak operasyon tekniği değişebilmektedir” şeklinde aktardı.

"Doğru doktor mu doğru iletişim mi?"

Günümüzde çoğu insanın “Doğru doktoru nasıl bulabilirim?” endişesi içinde olduğunu belirten programın sunucusu Öğr. Gör. Dr. Yıldırım Onur ERDİREN’in sorusu hakkında konuşan Dekan Prof. Dr. GÜLTEKİN, “Doğru doktor değil de ‘Hekim ile hasta arasında doğru iletişimi nasıl kurabiliriz?’ sorusu daha doğrudur. Rinoplasti veya Septorinoplasti operasyonları burnun temel yapılarını değiştiremez, ancak hastanın beklentisiyle doktorun o burun üzerine neler verebileceğinin açık ve net konuşulması gerekir. Asıl problem hastanın beklentileri yapılamayacak bir şeyse ve doktor ‘Bunu yapabilirim’ umudu verirse ortaya çıkar. Bu bir iletişim eksikliğidir. Her insana her burun olmaz” dedi.

Operasyondan sonra iyileşme sürecine de açıklık getiren Dekan GÜLTEKİN, insanların dokularına göre iyileşme sürecinin değişebileceğini, operasyondan sonra yapılan alçının yaklaşık 10 günün sonunda çıkarıldığını ve burnun tam istenilen durumuna gelmesinin yaklaşık 6 aylık bir süreç olduğunu belirtti.

Bir diğer soru olan ‘Deviasyon’ kavramına da değinen GÜLTEKİN, “Deviasyon eğriliktir. Burundaki septum dediğimiz şeyin eğriliğidir. Toplumumuzdaki bireylerin yüzde 80’inde deviasyon vardır. Ancak bu deviasyonun miktarı ve burnun içindeki diğer yapılarla olan bir uyumu vardır. Deviasyon nefes alma güçlüğü yaratabilir de, yaratmayabilir de. Yani her deviasyonu olanın ameliyat olmasını gerektirecek bir şey olmadığını vurgulamak istiyorum. ‘Deviasyon’ ameliyatının karşılığı ‘Septoplasti’dir. Eğer işin içine estetik giriyorsa ‘septorinoplasti’dir” şeklinde konuştu.

Son olarak günümüzde önemli bir sorun olarak görülen horlama konusuna da değinen Prof. Dr. Erdoğan GÜLTEKİN, “Horlayan insanların büyük çoğunluğu ‘Burnumda problem var’ diye geliyor. Halbuki horlamayı etkileyen birçok faktör vardır” dedi ve bu faktörlerden birinin elbette burun olduğunu söyleyerek; bunun yanında dil yapısı, boyun, gıdı, bademcikler, damak yapısı ve kilonun da horlamaya büyük katkı sağladığını belirtti.

 

 





>